1 Mart 2013 Cuma

12'den sonra

"insanlar 'bazen' neşeli olmayabilirler."

açmaya cesaret edemediği defterinin içine böyle yazacaktı. 

"insanlar bazen neşeli olmayabilirler; ama bu, girne-lefkoşa yolunda saatte 160 kilometre ile gidilmesi gerektiği anlamına gelmiyor." 

başı ile daireler çizdi, boynundaki tüm eklemlerin çatırdadığını hissetti, elini saçlarının içine sokup harıl harıl karıştırmaya başladı. 
"insan bazen mutsuz olabilir. evet.  her şey başladığı yerde bitebilir mesela;  ama.."
devam edecekti, durdu. müzik dinlemiyordu. uzun bir süre dinlemeyecekti de. kaldırıp yorgun gözlerini, eski bir fotoğrafın üzerine dikti. 
herhangi bir yıl önce içeride biriken yaşın akması an meselesi iken birden agresifleşti. 
kalemi eline aldı ve içinden ne geliyorsa boşalttı. 
"En sevdiğim hikayemi saçma, olağandışı, imkansız, mantıksız bulanlar; işte, yoğun istek üzerine masalın sonu klişelerde boğuldu.. her şey normal, sıradan, beklendiği gibi.. rahat olun, dağılabilirsiniz.."
sonra, çenesini kapattı. bu eyleminin yazı dilindeki en uygun şeklini yapabiliyordu. sustu.. sustu. o anda sanırım bir yere bakmıyordu, bir şey düşünmüyordu. beyni dondu. zaten son bir aydır da böyle yaşıyordu. 
aklını eline aldı ve uyumaya gitti. 


ertesi gün geri dönüp yazısında pek haz etmediği bir şairin sözünü imzası olarak kullanacaktı,
ve bir daha bu defteri hiç açmayacaktı.



"bir sevgiyi anlamak bir hayatı harcamaktır, harcayacaksın"
 u.öğüç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder